bay yeşil ve müridleri

hakir görmeye devam ediniz. sistem, üstlerinize basmaya başladığımız zaman yükselecektir. o gün geldiği vakit kaçmaya delik arayacak, kirlenmiş benliğinizi yanınıza almayı unutacak, hayatının anlamını sorgulamaktan aciz birer hayvan gibi yaşamınızı devam ettirmek zorunda kalacaksınız! bizler adaletin ve bilgeliğin ışığında parlamaktan kendini alamayan kılıçlarımızın açtığı şafakta ölüm pahasına yürüyeceğiz. biliyoruz ki dünyaya biçilmiş kefen ne bir savaşın neticesi ne de bir devletin yıkılışıdır. dünyanın asıl kefeni, bugüne kadar masumu ezerek hasıl olan reformların, ideaların yayılması; oluşturulan kodlanmış nesillerin benliğini bulamayacak kadar baskı altında ve hipnotize büyütülmesidir. düzeni kıracak anahtar ise dünyayı algılayış biçimini değiştirmekten geçer. bu baskı durumunu yıkmak zor gibi görünse de tarafımca kolaydır. bir şafak dünya tamamen değişecekse mimarları biz, işçileri ise siz olacaksınız. ne ay sonu için biriktirdiğiniz paranız ne de zar zor aldığınız arabanız sizi...

samimiyetsizliğinden bıktım artık, deri değişimlerinden de. yaşamak gittikçe zorlaşıyor. yeter mutlu gözükme çaban derinlerde, kendin ol insan. kendin ol ki gece yastık başının altında, acılarının kıymında yadırgamayasın. tartışmalarda bencillikle suçladığın zaman benlikte ince bi' çatlak işte, o zaman kendin ol insan. gönlünü yarınına bakmadan eğlendirirken, sözler verirken, tutmayacağın sarılırken insanlara, bakmayacağın kendin ol insan. sevilmek çözüm değil, hayat derde kefil. sen en iyisi benliğinden şaşma da, kendin ol insan. ama sen de haklısın imajın bukalemun. malum, herkes sevecek seni! sevgiyi haketmeyen içi boş bir beden eline bu kaldı insan. şimdi gül eğlen iradenin sınırlarınca, düş bahçen. sen düşle düşle ama kendin ol, insan. ne güzel değil mi tekrarlamak kendin ol diye. en iyi reçete, uyumadan önce 100 kere!

:)