hayyam babam
uykularımdan en derinlerde, düş bahçelerimin dibinde bir yerde, uyandırdı hayyam babam, bir elinde kadehi; bir elinde kefeni. "şarap benlik kaygısı bırakmaz sende çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde iblis bir kadeh içmiş olsaydı secdeye yatardı adem'in önünde!" iyi de hayyam baba akıl bu sırları aramadan durmaz, şelaleden akarcasına, öyle hemen kadehe konmaz. aman korkmayın, hiçlik içinde açan güller öyle çabuk solmaz. ne olacak bu dünyanın aciz bedenlerde fazileti? cebini düşünen akılsız zarar etti. öyle seraptan uyanır bakışların, su serpilmemiş bitap gönüllere zaruretti. ay ışığı altında son bir kez baktılar; otlara, çiçeklere, ağaçlara en önemlisi vurdumduymaz kuşlara. gönüller gibi gidecek öbür dünyaya elleri kara. sonsuz çemberinde bu dipsiz evrenin, elini taşın altına koy. yap ne yapacağın varsa geçmeden devrin. izlemek senin de hakkındır, buyur geç bir içim sudur ömür nasıl kafana diktin! şarap yetmez bu bedenin eskimişliğine,...