ıssız sokaklarında tekinsiz gecenin
sotede, altında merdivenlerin
gözükmez uzaktan içine girilmeksizin
müridler yaşar
neredir memleketin, hayat derdin?
umrumuzda değil bizim
nedir makamın, mevkin?
umrumuzda değil bizim
yüreğin yanar mı hiçlikle?
aran nasıl benliğinle?
şaraptan aldın mı bir kadeh
geçer misin ayna karşısına kefeninle?
yaradanı düşünür müsün?
evvela namazla kafayı mı üşütmüşsün?
derdim para, mülk değil
yoksulu kandırmak hiç değil
derdim varlıktır 
yokluk içinde olsam da
davam aynıdır
sen ne için geldin?
sesimizi uzaktan mı işittin?
ortasında gecenin
bir nağmedir eksilmez dillerinden
sürer şavkı parlayıncaya kadar güneşin
sesi olur gariplerin, kimselerin, kaybetmişlerin
yadırgamadıysan gel içeri 
burası senin de evin

bir kavgadır içeride sürer gider
kimindir evrendeki düzen
bazımız bilinmez der, bazımız kulaklarını örter
ne yapsakta sürer gider
sen onlara bakma evvel!
öderler at gözlükleriyle bedel
girecekleri bir beyaz kefen 
aidiyetleri maddiyat içinde kaybolmuş neden?
gözler kapalı gerçeğe
kulakları sağır 
zor gelir omuzlarına 
taşıması kendini bilmezlere ağır
dertleri çekmek kahır
bilmezler ki ermişleri diyarın
sırtlarında taşımış derdini dünyanın
yatacak yeri yok burada gerçeklikten kaçanların
maddiyat için ruhunu satanların
gelmişsin buralara kadar içeri girmek hakkın
kulağına küpe olsun anlattıklarım

sorun oldukça gel
ağır gelirse hakikâtten uzak geçmiş yılların
yolunu kaybedersen gel
kalacak yerin yoksa yarın
kendini unutmuşsan gel
yemeye yoksa aşın
davan maddiyse her şeye karşın
seccaden kalkmıyorsa başın
gıybet edersin, hak yersin hakkın!
domuz yemezsin emridir tanrının
kapısı kapalıdır.










 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

nihil